otobüs durdurmama çabası
20:03
aslında belli konularda yazmak istiyorum uzun uzun yerine ama bu ara biraz kısırım bu konuda sanırım. bi de ne yazıcamı otobüste ayaktayken düşünüyorum genelde, aklıma bişey gelmeyince de otobüsten çıkan malzemeleri yazıyorum. son bikaç yazıda böyle oldu zaten okuduğunuz üzere. neyse efendim uzatmıyorum yine bir otobüs konusuyla karşınızdayım..
otobüs şöförleri gerçekten garip adamlar. bi kere iletişim kurmak çok zor. bi yer, bi durak sorsanız adamın verdiği cevabı tek seferde duymayacağınız garanti gibi bişey. dahası trafikte elbette işe yaramayan "dikiz aynası"nı yolcularla iletişim için kullanan şöförler var. hayır, ufacık ayna anlamıyorum ki ordan bana mı bakıyo, kime bakıyo! bunlar yine kolay girişimler, en azından şöförle aynı ortamdasın. bi de otobüsün dışından beri şöförle anlaşmaya çalışma durumu var ki aman aman..
otobüse binicem, duraktayım. bekliyorum bekliyorum, uzaktan gelen otobsün önce tavanı görünüyor. (bkz : dünyanın yuvarlak şeklinin sonuçları) otobüs yaklaşıyo ama göremiyorum tam olarak nereye gittiğini gösteren tabelayı. eğer binmeyeceğiniz otobüs ise şöföre orda "yok arkadaşım, binmicem ben devam et" uyarısı vermeniz lazım ya. bence dünyanın en zor işlerinden birisidir bu. hayır şöför bu duruma o kadar alışmış ki tepkisizleşmiş artık adam. vermeye çalıştığınız mesajın alınıp alınmadığını anlamıyosunuz bile. otobüs boştan yere durmasın istiyosunuz. niyeyse o çaba da, onu da anlamam..
bazen durum daha da rezilleşir. otobüs size yaklaştıkça yavaşlar. siz çırpınmaya ve kafanızla "ı-ıh istemiyom" yapmaya devam edersiniz. nafile, otobüs belli ki duracaktır. o kadar yakındır ki artık otobüs, şöförün sizi gördüğünden eminsinizdir ama adam buna rağmen yavaşlar. tüm maymunluklarınıza rağmen otobüs gelir ve önünüzde durur. anlam veremezsiniz ama acı gerçeği yaklaşık 2.56 saniye sonra anlarsınız. orta kapı açılır ve birileri iner. otobüs sizin için değil bir başkası için durmuştur. şöför mesajınızı çoktan almış ve hatta kafasının içinden "anladık lan, manyak mı ne!" şeklinde atarlanmıştır size. otobüs giderken aklınızdan geçen "şöförün dışında bu rezilliği kaç yolcu gördü acaba?" sorusu "ben yarılsam da yer bana girse!" düşüncesini getirir..
bi de böyle çok rezil anlarınız olur ya çocukluğunuzda falan. evde otururken durduk yere aklınıza gelir ve istemsiz bir tepki verir vücudunuz. işte bu da böyle bi anı olarak eklenir hafızanıza..
bugün ben bu yukarda anlattığım "otobüs durdurmama çabası"nı otobüsün içinden seyrettim. adam resmen çırpındı otobüsü durdurmamak için. ben görüyorum içerden ışık yanıyo durcak otobüs ama adam bilemiyo haliyle. ama bişey söliyim, ben o adamı kendime yakın hissettim. kötü şöförün aksine hiç de dalga geçmedim kötü bişey düşünmedim kafamın içinden. şöförleri de sevmem zaten. bu ara hep paso soruyolar. bi gün son param kalcak ya da son kartım basmak için. birisi paso sorcak. o gün olay çıkarcam. neyse şöförlere daha fazla sinirlenmeden bitirdim yazıyı hadi..
3 günlük tatilin 2. akşamından selamlar olsun herkese..
çalınan adres : http://direnkknerid.blogspot.com/2009/05/otobus-durdurmama-cabas.html
otobüs şöförleri gerçekten garip adamlar. bi kere iletişim kurmak çok zor. bi yer, bi durak sorsanız adamın verdiği cevabı tek seferde duymayacağınız garanti gibi bişey. dahası trafikte elbette işe yaramayan "dikiz aynası"nı yolcularla iletişim için kullanan şöförler var. hayır, ufacık ayna anlamıyorum ki ordan bana mı bakıyo, kime bakıyo! bunlar yine kolay girişimler, en azından şöförle aynı ortamdasın. bi de otobüsün dışından beri şöförle anlaşmaya çalışma durumu var ki aman aman..
otobüse binicem, duraktayım. bekliyorum bekliyorum, uzaktan gelen otobsün önce tavanı görünüyor. (bkz : dünyanın yuvarlak şeklinin sonuçları) otobüs yaklaşıyo ama göremiyorum tam olarak nereye gittiğini gösteren tabelayı. eğer binmeyeceğiniz otobüs ise şöföre orda "yok arkadaşım, binmicem ben devam et" uyarısı vermeniz lazım ya. bence dünyanın en zor işlerinden birisidir bu. hayır şöför bu duruma o kadar alışmış ki tepkisizleşmiş artık adam. vermeye çalıştığınız mesajın alınıp alınmadığını anlamıyosunuz bile. otobüs boştan yere durmasın istiyosunuz. niyeyse o çaba da, onu da anlamam..
bazen durum daha da rezilleşir. otobüs size yaklaştıkça yavaşlar. siz çırpınmaya ve kafanızla "ı-ıh istemiyom" yapmaya devam edersiniz. nafile, otobüs belli ki duracaktır. o kadar yakındır ki artık otobüs, şöförün sizi gördüğünden eminsinizdir ama adam buna rağmen yavaşlar. tüm maymunluklarınıza rağmen otobüs gelir ve önünüzde durur. anlam veremezsiniz ama acı gerçeği yaklaşık 2.56 saniye sonra anlarsınız. orta kapı açılır ve birileri iner. otobüs sizin için değil bir başkası için durmuştur. şöför mesajınızı çoktan almış ve hatta kafasının içinden "anladık lan, manyak mı ne!" şeklinde atarlanmıştır size. otobüs giderken aklınızdan geçen "şöförün dışında bu rezilliği kaç yolcu gördü acaba?" sorusu "ben yarılsam da yer bana girse!" düşüncesini getirir..
bi de böyle çok rezil anlarınız olur ya çocukluğunuzda falan. evde otururken durduk yere aklınıza gelir ve istemsiz bir tepki verir vücudunuz. işte bu da böyle bi anı olarak eklenir hafızanıza..
bugün ben bu yukarda anlattığım "otobüs durdurmama çabası"nı otobüsün içinden seyrettim. adam resmen çırpındı otobüsü durdurmamak için. ben görüyorum içerden ışık yanıyo durcak otobüs ama adam bilemiyo haliyle. ama bişey söliyim, ben o adamı kendime yakın hissettim. kötü şöförün aksine hiç de dalga geçmedim kötü bişey düşünmedim kafamın içinden. şöförleri de sevmem zaten. bu ara hep paso soruyolar. bi gün son param kalcak ya da son kartım basmak için. birisi paso sorcak. o gün olay çıkarcam. neyse şöförlere daha fazla sinirlenmeden bitirdim yazıyı hadi..
3 günlük tatilin 2. akşamından selamlar olsun herkese..
çalınan adres : http://direnkknerid.blogspot.com/2009/05/otobus-durdurmama-cabas.html
Yorum Gönder