71T den sesleniyorum
11:27
Günaydın sevgili halkın kimi zaman şehrin tee bir ucundan diğer ucuna yolculuk yapan insanları!Sabah işe giden insanların özellikle Pazartesi sendromuyla birleşmiş bir 71T hikayesinden bahsetmek isterim. Kimi zaman bir toplulukta çoktan da öte, farklı yorumlar çıkabiliyor. Havada giden yolculardan bi tanesinin şöförün yüzbilmem kaçıncı ani freninden sonra savrulması sonucu oluşan kaosun hikayesidir:
Olay şöför kadın, tepkili ikinci yolcu ve ardından gelen 345647 yolcu arasında geçer:
Şimdi savrulma olayı gerçekleştikten sonra kadın dedi ki; "Hop kaptan sen oturuyosun ama biz ayaktayız ona göre kullanman lazım otoüsü." Şöför dedi ki; " yavaş kullanıyorum hanfendi." kadın "öyleee miii?" dedi. Sonra arkadan biri "Ne yavaşı bilader, içimizi dışımıza çıkardın fenalık geldi burda!!!!" diyip olaya eklenince, şöför arada hem yola bakıp hem de laf yetiştirmeye başladı. öteki " ya ne kavga ediyosunuz kardeşim sabah sabah zaten yeterince zor bi de sizi çekemicem kesin kavgayı!!!!!!!" sen karışma nidaları falan, sonra bi diğeri ; "Ama kardeşim birinin de dile getirmesi gerek??" şöförden sağa çekiyim sen kullan meydan okumaları geldi, arkadan bence o adam insin otobüsten, evet bence de yavaş kullansın, evet bence de sussunlar, evet bence de uyarsınlar kavga çıka-da-bilir bunları uyarmak gerek arada, altındakini ferrari mi sanıyor gibi yorumlar geldi de geldi.
Kadının tek bir cümlesi zincirleme reaksiyon şeklinde otobüsün atmosferini sıkıcı bulan onca yolcuya ekşın sebebi olmuş, onlar da bunu hemen kullanıkullanıvermişlerdi.İnsanların toptan gaza gelip toptan sönmelerinin en canlı en halk içinde örneğini bizzat yaşamış oldum. Peki ben ne mi dedim? Ben, o kavgaya konsantre olmuş onca havada giden yolcu arasından sıyrılıp nadide hava alan yerlerden bi tanesine oturuverdim. Evet fırsattan istifade ye giden yolu en başında gördüm ve ona göre davrandım. Hepimiz kimi zaman otobüste "arka cebinde tarak, eski dolmuşçulardan" diyebileceğimiz şöförlere denk gelmiyor muyuz?
Hepinize güzel günler. Yolunuz açık olsun
special n'
Olay şöför kadın, tepkili ikinci yolcu ve ardından gelen 345647 yolcu arasında geçer:
Şimdi savrulma olayı gerçekleştikten sonra kadın dedi ki; "Hop kaptan sen oturuyosun ama biz ayaktayız ona göre kullanman lazım otoüsü." Şöför dedi ki; " yavaş kullanıyorum hanfendi." kadın "öyleee miii?" dedi. Sonra arkadan biri "Ne yavaşı bilader, içimizi dışımıza çıkardın fenalık geldi burda!!!!" diyip olaya eklenince, şöför arada hem yola bakıp hem de laf yetiştirmeye başladı. öteki " ya ne kavga ediyosunuz kardeşim sabah sabah zaten yeterince zor bi de sizi çekemicem kesin kavgayı!!!!!!!" sen karışma nidaları falan, sonra bi diğeri ; "Ama kardeşim birinin de dile getirmesi gerek??" şöförden sağa çekiyim sen kullan meydan okumaları geldi, arkadan bence o adam insin otobüsten, evet bence de yavaş kullansın, evet bence de sussunlar, evet bence de uyarsınlar kavga çıka-da-bilir bunları uyarmak gerek arada, altındakini ferrari mi sanıyor gibi yorumlar geldi de geldi.
Kadının tek bir cümlesi zincirleme reaksiyon şeklinde otobüsün atmosferini sıkıcı bulan onca yolcuya ekşın sebebi olmuş, onlar da bunu hemen kullanıkullanıvermişlerdi.İnsanların toptan gaza gelip toptan sönmelerinin en canlı en halk içinde örneğini bizzat yaşamış oldum. Peki ben ne mi dedim? Ben, o kavgaya konsantre olmuş onca havada giden yolcu arasından sıyrılıp nadide hava alan yerlerden bi tanesine oturuverdim. Evet fırsattan istifade ye giden yolu en başında gördüm ve ona göre davrandım. Hepimiz kimi zaman otobüste "arka cebinde tarak, eski dolmuşçulardan" diyebileceğimiz şöförlere denk gelmiyor muyuz?
Hepinize güzel günler. Yolunuz açık olsun
special n'




Yolculuktan önce sinirli muavin bavulları bagaja yüklüyor. Çok stres bir durum. Bağırıyorlar. "Şey bir de şu bavul var ona da bagaj fişi alayım ehe mehe." demeye kalkıyorsun, terler içinde "TAMAM ABİCİM EVET GÖRDÜM KOYUCAM. EVET TAMAM. HRGRGH." şeklinde tepkiler geliyor. Bu zorlu aşamadan sonra otobüse biniyoruz. Perdelere bakma, ön koltuğun arkasındaki yiyecek koymak için düzenlenmiş paneli indirip kaldırma gibi mânâsız hareketlerin ardından motor çalışıyor ve muavin arkadaşımız eline mikrofonu alıyor. Şimdi buradan otobüs firmalarının yetkililerine sesleniyorum. Bu muavin arkadaşlara çok komplike cümleler söyletmeye çalışıyorsunuz, olmuyor, beceremiyorlar. "Ssayn yolcularms. Yaklaşk doks saat sürecek yolculuğms başlamştr. Yolcluk esnasında cep telefonlarnın açk bıraklmaması fren sistemini bozduğndan. Ee. İyi yolculuklar dilers." şeklinde kestirip atıyorlar. Bunlara gerek yok, lütfen.
Artık yolculuğa tam manasıyla konsantre olduk diyebiliriz. Koltuğu arkaya yatırabiliriz. Gece yolculuğuysa güzel. "Hıneeeağağğğee." diye anıran bebeklerin, kükrercesine horlayan teyzelerin olmadığı bir ortamdaysak; uyuma şansımız biraz olsun var. Ama gündüz yolculuğu? Hele bir de benim gibi otobüste bir şey okuyamayan insanlardansanız, tam anlamıyla bir işkence. Bir yanda siz, bir yanda sapsarı otlar, ayçiçekleri, parlayan güneş, bol uydu antenli gizemli villalar, atlar, inekler... Sanıyorum ülkemizin dörtte üçü sarı otlardan oluşuyor. Sizin için her otobüs yolculuğunun kaçınılmaz pencere görüntüsünü yukarıda resmetmeye çalıştım, umarım hoşunuza gider.
Molalar? Gece yolculuğundaysanız bu bir dezavantaj kanımca. Çünkü gecenin üç buçuğunda biraz uykuya dalmışken bir anda otobüsün yavaşlaması, ışıkların yanması, muavinin yeniden mikrofonu kaparak "Ssayn yolcularms Afyon dinlenme tesslernde yarm saat mola vereceğis, değerli eşyalarnz güvenlik açısından bırakmaynss. Ee. İyi yolculuklar." diye acı acı çığırması bence hiç hoş değil. Yine de gece de olsa gündüz de olsa otobüsten iniyor, dinlenme tesislerinin büyüleyici atmosferine kaptırıyoruz kendimizi. Cevizli sucuklar, pişmaniyeler, kancalı oyuncak aletleri, masaj koltukları... Tam anlamıyla bir lunapark burası. Hemen tuvalete gidiyoruz, yüzümüzü yıkıyoruz. 4-5 saat yol gidenlerde bile bu tribi hep görüyorum. Kendinden geçercesine yüz yıkamak, derin derin nefes almak. Ne oluyor lan, sanırsın çölde vaha bulduk. Neyse. Buranın bir diğer değişmez geleneği ise markete dalarak "Halley" gibi birtakım gereksiz abur cuburlar satın almak. Bir de devamlı anons yapan ve hiçbir dediği anlaşılmayan o kadına da değinmeden geçemeyeceğim. Her zaman orada. "Saat 23.00 yolcuları ainihinighiniihni." diye sesler çıkarıyor, anlam veremiyorum. Bitti mola, otobüse döndük. Sıcak otobüs.


